Bir kaç defa ben ve çevredeki insanlar "kuş aldı gittttiiiiiiii...." deyince Kerem bey artık bir çok şeye kuş aldı gitti demeye başladı. hatta olayı genişletti "ben yapmadım kuş yaptı" şeklinde olan biten istenmeyen herşeyi kuşa yaptırmaya başladı. Çocuklar bizim zamanımızdaki gibi kolayca ikna edebilebilen saf mı saf, temiz mi temiz değiller..Onlar artık azıllı bir dünyada ekmek aslanın ağzında gibi mücadele eden korkusuz otobotlar. Çıkarlarını maksimize atmeye o kadar erken yaşta başlıyorlar ki, biz hala olayı saflık derecesinde seyrediyoruz. Onlar istediklerini çoktan elde etmişken biz de "çocuk işte" demekle yetinmek zorunda kalıyoruz.
"hey anneeee babaaaa uyanında balığa gidelim yaaaa....çok sıkıldım...Kuş ne zamandan beridir insanların yaptıklarına müktedir olmuş ki? Neden beni kuş aldı gittiiiii filan numaralarıyla kandırmaya çalışıyorsunuz? Kusura bakmayın ama o tuzağa düşmem. Bakın aynı şeyi ben size yaptığımda siz kendinizi nasıl hissedecksiniz? Lütfen salağa yatmayın, dediğimi bal gibi anlıyorsunuz :)......."
Kim iktidar? belli değil evde. biz mi yoksa Kerem mi? arzum ve çabalarım bizim olmasıydı. Ama çoktan iktidarı Kerem Bey'e kaptırdık sanırım. Padişaha hizmet etmek için çabalıyoruz evde. Onun bize hizmet etmesi gerektiği zamanlar gelince bakalım o bize karşı bu kadar sevecen olabilek mi? işte bu güdü içimizde hep var. Beklentiye sahip olamamak elde değil. Çünkü bir insan hayatta en çok evladına emek verir... Peki gelecekte evlat ne yapar? Muamma... Hem iyi hem de kötü örnekler var bu konuda. Umarım siyahla beyazın yanyana geldiği japon kolyesinde olduğu gibi beyazda buluşuruz oğluşla....
Bu arada Kerem'in kolundaki yara iyileşti izi bile kalmadı..çok şükür..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder