25 Şubat 2011 Cuma

Toprağam (Yozgat) buram buram Anadolu...




Beni buralara getirenler her ne kadar annem ve babam olsa da asıl beni toprak çekti bu Sırçalı kasabasına...şöyle danaların arasında bir gezinmek toprağını koklamak istedim...İlk etapta danalardan biraz korkmuş olabilirim lakin yeri gelicek süt de sağıcam, tımar da yapacağım...
Şehir hayatı ,şehir hayatı dedikleri nedir ya! beton yapılar filan...ben ki doğayla içiçe olan bir Urbana (USA) şehrinde doğmuşum. Sağım solum sincaplar, otlar, böceklerle doluydu...Sonra getirdiler beni bir apartman dairesine sıkıştırdılar. Olamam olamam apartman insanı olamam...Ben başımı kaldırdığımda gökyüzünü görmeliyim, gözlerim kamaşmalı güneşin ışıltısından, toprağa basmalı ayağım, hissetmeliyim ayaklarımın altında ezilen yaprakların hışırtısını.... Ah ah! bak eskileri hatırladım şimdi....

24 Şubat 2011 Perşembe

Özlem Abla'nın Kına Gecesi


Özlem Abla evlenecek ve bizleri bırakıp Hollanda'ya gidecek. Çok üzülüyoruz. Ama mutlu olduğunu bildiğimiz için sorun etmiyoruz. Özlem Ablacım yazın yanına geliyoruz inşallah, seni evinde ziyaret edeceğim için çok heyecanlıyım. Evini bir güzel darmadağın yapıcam ama sorun edeceğini zannetmiyorum. haa haa!

Hüptirik Kerem!

Hüp hüpçü oğlum benim..hüp hüpü ilk defa keşfetmişti. "Üflediğimde açılan sonra geri kapanan bir şey...Allah Allaha nasıl olur ya!!! "

Oğluşu ben senin keşiflerini severim. Küçük dünyandan yaptığın büyük bakışlarını, kurduğun sevimli bağlantılarını, o gülücüklerini yerim. Bilsen seni ne çok seviyorum...Ama biliyorsun anlıyorsun...Sevgimiz baki, yaşantımız huzurlu olsun minik kelebeğim benim....

23 Şubat 2011 Çarşamba

Kerem ve Ezgi Eskişehir'de...

Kışın bastırmasına çok az kalmıştı. güneşli bir havayı bulmuştuk ve çok yağmurlu olması nedeniyle Kastamonu Ilgaz turumuzu iptal edip Eskişehir'e gitmeye karar vermiştik. Çok da iyi yapmışız nitekim günübirlik hızlı ternle gittiğimiz Eskişehir turumuz çok güzel geçti.






Hızlı tren hakkaten hızlıydı... 3 saatlik yolu 1 saatte gidebildiğine göre....






Önce Eskişehirin yeni yapılarından olan parkına gittik bu parkta istediğin herşeyi bulabiliyorsun kendi çapıda denizi kumsalı bile var...harbiii...İnanmayacaksınız ama şezlonglarıyla şemsiyeleriyle plajcık bile yapmışlar. Parka gelince Kerem uyuduğu için bu kısmı pek görme fırsatı yakalayamadı ama olsun oğluşu...daha bir sürü yere gideceğiz değil mi? Parkın keyfini Ezgi ata binerek çok güzel çıkardı maşallah attan da hiç korkmadı ve başarılı turlar attı. Aferin ona...



Eskişehir turumuz boyunca Ezgi ile Kerem hep el ele göz gözeydiler. bizim oğlan arada sıkılıp elini çekiyordu lakin Ezgiş Kerem'i o kadar seviyordu ki hayatta oğluşunun elini bırakmıyordu. zorlada olsa Kerem'in elini kavrıyordu :)




Tabi Eskişehire gitmişken çiğ böreğimizi yeyip vapur turumuzu atmasak olmazdı biz de yaptık. Çiğ börek dedikleri bizim bişiymiş ama olsun gene de güzeldi sıcak sıcak yemek.

Öğleden sonra güneş gidip hava soğumaya başlayınca Kerem'i üşüteceğiz diye korkmuştuk ama anladığım kadarıyla hastalık soğuktan pek gelmiyor...Çok şükür Kerem'i hasta etmeden karaya yani Ankara'ya ulaştık.

22 Şubat 2011 Salı

Ezginin Doğumgünü (5Yaş)




Ezginin doğum günü için şıkkım şıkkım giyindik. süslendik. evden çıkmadan önce bunu bir fotoğrafla ölümsüzleştirdik. ama bu güzelliği gölgeleyen bir nazar boncuğumuz vardı. Oğluşunun burnunda bir çizik vardı. oldukça da derin sayılırdı. ama Geçicek inşallah...Ezgişinin yanına şöyle yakışıklı bir jön lazımdı. O yüzden oğluşunun partiye gidip baş köşede yerini alması olmazsa olmaz şartlardan biri olmuştu.


Mekana varır varmaz önce Ezginin oyuncaklarını kurcalamaya başladık...aaaa bu da ne? güneş gözlüğü...takıntılı olarak sevdiğim bir şey...hadi şunu bir takalım..süper oldu ya. sanırım bana yakışıyor çünkü ben gözlüğü takınca insanlar bana gülüyor...:)
Eveettt Ezgicim canım benim doğumgünü çocuğu sensin biliyorum lakin bizim oğlan çok hevesli çıktı. Hatta kendisini doğum günü çocuğu sandı diyebilirim. Özlem teyzesi ne kadar çok nefis şey yapmış öyle, hepsini de hapur hupur yedik. Özlem teyzesinin kekini de Kerem çok sevdi. Ezginin pastası ise görülmeye değer olmuştu. süper bir partiydi oğluşu Kerem de biz de çok eğlendik. sponsorlara ve emeği geçenlere burdan tekrar teşekkür ediyoruz.

Harikalar Diyarında Harika Bir Gün...



Keremcim o tren çalışmıyor annem... daha doğrusu çaka çaka çaka vu vu vu!!!! yapamıyacağız dolayısıyla artık gitmemiz lazım hadi gel.


Beklenen Cevap: "tamam"


Gelen cevap: Yok.... oynamaya devam! (Benim dediğim olacak o kadar Kaç kez söyledim bana böyle gereksiz ısrarlar yapmayın diye...laf anlamıyorlar bunlar..)


"Anneciğim bu tam bana göre bunu eve götürüp besleyebilir miyim?" oğluşu öncelikle bu canlı değil besleyemezsin eğer canlı olsaydı da götüremezsin çünkü anne köpeklerden korkar. üzgünüm bebeğim evimizde bir vaf vaf olsaydı eminim çok sevinirdin ama imkan dahilinde dağil...
Kuzular kuzusu babasıyla kaydıraklarda eğlenirken çok mutluydu. gülücükleri adeta anne baba buraya sık sık gelelim dercesineydi. Tamam bebeğim buraya tekrar geleceğiz.



Kerem Eymir Gölünde



Kerem Eymir gölünü de çok sevdi hayvanlar ve doğayla başbaşa olmak


hayatının bu stresli günlerine çok iyi geldi açıldı..Eeeee ne de olsa her gün iş güç trafik filan derken bayağ strese giriyor oğluşu...çok haklı arada böyle kendini deşarj edecek yerlere atması lazım...Kuzucuk anne ile baba zaten bu işler için yaratlımış sen iste yeter hemen gideriz.

Kerem'in babasının kucağında böyle serpil sepelek yattığına bakmayın o şu anda karşı iskeledeki köpeği mercek altına aldı...gözlerini ondan ayırmıyor. Yoksa seni böyle tutabilmek mümkün mü?

"Ya baba çekil şurdan ya... bir köpeği izlettirmediniz bana.. habire poz verip duruyorsunuz"

"şurda bir keyfim var onu da harcadınız alacağınız olsun"

Kuğulu Park Keyfi...







oğluşum için dışarı demek onun deyimi ile ADDİ

çok şey demek... o dışarı insanı... bu konuda kime çekmiş çok belli :) Annesi gibi dışarda olmayı seviyor ve daha huzurlu oluyor. bizde soğuk sıcak demiyoruz onu bol bol dışarı çıkarmaya çalışıyoruz. Evimizin yakınlarında bir yer olan kuğulu park da o anlamda çok tercih ettiğimiz yerlerden biri. bazen çok kalabalık oluyor ve sigara içenlerden rahatsız oluyoruz ama elimizdekiyle yetinmek zorunda kaldığmızdan sesimizi çıkaramıyoruz...

Kerem ve ben kendimizi acındırmak suretiyle komşu ekmek atanlardan alabildiğimiz ekmeklerle ördekleri beslerken çok mutlu olduk. tam ağızlarına isabet ettiremedik ekmekleri ama olsun onlar er yada geç bulurlar diye umut ediyoruz. Oğluşu ekmeği isabet ettiremedi ama annesi ondan daha yetenekli çıktı ve muzu oğluşunun ağzına isabet ettirebildi. Tebrikler anneye gelsin :)

Havaların nispeten ısınmasını ve kuğulu parkdaki turlarımızı özledik. Oğluşu şu mart ayını da atlatırsak ondan sonrası rahat inşallah...

21 Şubat 2011 Pazartesi

Oglusum kusları seviyor


Keremin kuşlara olan sevdası nasıl başladı bilmiyorum ama kuşları gerçekten seviyor. onları bir obje gibi görüp yakalamak istiyor. Ama bu zannettiği kadar kolay değil acaba eline verseler ne yapar? korkar mı? kedi


ve köpekleri de çok seviyor. Özellikle kedi konusunda radar gibi çok uzaklarda bile olsa onu görüyor ve dikizlemeye başlıyor. Tabi annesi de bu fırsatları değerlendirip ağzına bir şeyler tepelemeye çalışıyor. Kuzunun annesi de çok fırsatçı bir insan yahu...Dikkatini dağıtıp dağıtıp yemek yedirmeye çalışıyor. Ama oğlum başka türlü yemiyorsun ki ben ne yapayım?