26 Ağustos 2021 Perşembe

Tekrar Merhaba

Nerden başlamalı ne yazmalı bilmiyorum aradan geçen altı sene sonra neden yazmıyorum? diye kendime sorduğumda sadece bir yanıt bulamayışım beni tekrar yazmaya itti. ben Kerem'i ne çok anlatmışım... canım oğlum benim için ne kadar değerlisin. senin hakkında daha çok yazacağım şeyler olmalı. oğlum kerem 12 yaşında artık delikanlılığa doğru adım adım yaklaşan merhamet sahibi ve biraz da çekingen bir çocuk. ilkokula başladığını hatırlıyorum o zamandan bu zamana sanki çok zaman geçmemiş gibi. mindik Kerem cismani anlamda büyüdü ama benim gözümde o kadar da büyümedi. 

Dün kaşar peyniri rendeleyerek bana yardımcı olmak istedi. o kadar çok hoşuma gitti ki.. Bir işin ucundan tutmak istemesi beni duygulandırdı. dün Armutludaydık. aşağıda armutluda çekilmiş iki tane fotoğraf koyuyorum. 2021 senesi korana virüs kapanmalar benim ayak ameliyatım İbrahimin apandisit ameliyatı filan derken değişik bir yıl oldu. 

Bu aralar da komşunun azizliği ile başlayan ev arama telaşı..fiyatların aşırı yüksek olması ve ev bulamayışımız.. Komşunun şirretinden kurtulmak için savcılık vs uğraşılarımız bizi oldukça yordu. herşerde bir hayır vardır dedik ve yola devam ettik. ama moral bozuklukları, yorgunluklar, stres, üzüntü derken yıprandık.






15 Ekim 2015 Perşembe

en sevdiğim arkadaşım

Kereme mindik filan dedik ama büyüdü okula bile başladı. artık mindiklikten çıktı dedik ama öyle olmamış bizi zor günler beklemeye devam ediyormuş. sabrımızın büyük bir sınavdan geçtiği şu günler gerçekten büyük meşakkat istiyor.

En önemli sorun ödev yapmak. ödevini yapana kadar bin dereden dolanıyor uzuyor da uzuyor bütün akşam neredeyse ödev yapmakla geçtiği halde yine de bitiremiyoruz. inşaallah bir rutin tuttururuz ve onda devam ederiz.
Babası kereme şöyle bir soru yöneltti. "kerem sınıfta en sevdiğin arkadaşının ismi ne?" "en sevdiğim arkadaşım Mercüment baba" oğluş daha Ercüment bile diyemezken biz ondan çok daha fazlasını mı istiyoruz acaba?







4 Mayıs 2015 Pazartesi

zeynep can

Zeynebim kuzum bugün ana dan gerçek anlamda ayrıldı.
Zeynebin bakıcısı sermin hanım zeynebimle geçirecek bugünü....

Dalım kırık, yüreğim buruk bir şekilde işe geldim. canım kızımı bir yabancıya emanet etmenin suçluluk duygusu vardı içimde...Tüm gün kaç saatti? hemen bir hesap yapmaya çalıştım...iyi ki öğlen uyuyordu nitekim uykuda hissetmezdi bu durumu...sabah aradım zeynep uyanmış pek pas vermemiş. ee kuzu da haklı su son zamanlarda kafası o kadar karıştı ki...
annane, teyze, babanne, aralarda şerife teyzesi derken allak bullak oldu. ifade edebilse bana kim bakıyor abi ya? diye soracak...

Sabah Sermin hanım üstünü değiştirelim dediğinde "değiştirmez" gel şunu giyelim dediğinde "giymez" filan demeye başlamış.

Zeynep'in olumsuz ifadeleri anlatma şekli böyle..yapmaz, giymez ,gitmez... kuzucuk seni yaaa...sizlerle hayat ne kadar güzel bir o kadar da zor tabi..dün bir ara keremle zeynebin sesinden o kadar rahatsız oldum ki, içimden artık ne olur susun!dedim. çokcuk işi gerçekten sabır işi ve en önemlisi de bir takım şeyleri tolere edebilmek için genç olmak gerekiyor










22 Ocak 2015 Perşembe

rota virüsü

en son kusma vakasını yazmıştım. Keremin neden kustuğunu epey zor öğrenebildik. bunun için 3-4 tane doktora götürdük hepsi de ayrı bir şey söyledi. yok bronşit yok viral enfeksiyon....bla bla bla....en sonunda gaita tahlili yapmak akıllarına geldi de biz de neden kustuğunu öğrenmiş olduk. Kerem Rota Virüs olmuş. Halk arasında zehirli ishal denilen şey yani. bir kez serum aldı ve ondan sonra da hızlı bir toparlanmaya geçti. Maşallah şimdi iyi oğluşum. bir hastalığa yanlış teşhis koymaları ne kadar kotu bir şey miş ya.

Zeynepnağme:

Zeynebi emzirmemek için pikibu yapıyordum. o da ellerimi yüzümden çekip en az otuz kez :
"Pikoko yapma anne mimi aç, Pikoko yapma anne mimi aç, Pikoko yapma anne mimi aç! "  diye tekrarladı. :)

28 Aralık 2014 Pazar

kovboy ve motorcu

Keremin babasıyla arasında geçen bir diyaloğu  paylaşmak istiyorum.

Baba: Oğlum büyüyünce senin alim olmanı çok isterim
Kerem: Alim ne demek baba?
Baba: Oğlum alim demek çok bilen demek.
Kerem: Peki çok bilince ne olacak baba?
Baba: Baba oğluna alimin pek cazip gelmediğini sezer ve sorar: Peki sen ne olmak istiyorsun büyüyünce oğlum?

Kerem: Tabiki de kovboy ve motorcu. 

Kerem le benim aramda geçen bir anektod;
Kerem tabletle çok zaman geçirmişti. Bunun üzerine ben de kızdım ve tableti artık bırakmasını söyledim. O sırada İbrahim de bu konuda bir şeyler söyledi "bırak" filan.. Sonra ben içeriden Kereme bağırdım: "Kerem tableti bırakmazsan gelip alacağım ona göre" Bunun üzerine Kerem: "anneeeeee ama hep sen alıyorsun biraz da babam alsınnnn" o noktada ben koptum gülmekten :)

Dün oğuluşum neredeyse bütün gün annane, dayı, dede filan takıldı. akşam eve geldi yattı ve gece 12 gibi kalkıp kusmuş, odasına girdim ki yatak göl olmuş kusmuktan...sabah servise bindikten sonra da serviste kusmuş. çok fazla dışarıda vakit geçirdi ondan dolayı üşüttü mü yoksa  yediği bir şey mi dokundu anlamadık..kuzucuk inşallah bir an önce kendini toparlarsın...

24 Aralık 2014 Çarşamba

Ordan burdan

acaba başka annelerin de kafasını böyle duygular kurcalıyor mu? Çocuklarına yetemediğin hissi diyorum ben buna. Onların daha fazlasına layık olduğu düşüncesi beni bu duyguyu hissetmeme iteliyor. ama bazı şeyler  için de zaman ve enerji gerekiyor. Ayaklar uzun yorgan ayakları kapatmaya yetmiyor.

Zeynep biraz daha annaneye alıştı. artık ben işten geldiğimde beni görür görmez ağlamıyor en azından..Annaneye annesi demeye bile başladı. zavallıcık anneden olduk bari annane beni bırakıp gitmesin diye düşünüyor zaar....Çalışan bir bayan olmasaydım keşke diyorum bazen evde çocuk yapıp oturmak da güzel olabilirmiş. Ama onlar büyüdüklerinde zaman geçirmesi kolay olmayabilirdi.

Kerem bugün kreşe gidemedi daha anibiyotiği bırakalı 15 gün olmuş tekrar hastalandı. ben bu çocuğun hassasiyetini geçekten anlamıyorum o kadar çok hastalanıyor ki...o hastalanıyor ardından Zeynep sıraya geçiyor..böylelikle kısır döngü başlıyor ve hiç bitmiyor gerçekten çok sıkıldım atık...

Zeynep çok güzel zürafa diyor : Züfafa

15 Aralık 2014 Pazartesi

2014 Bitmeden

2014 bitmeden bir yayın oluşturmak iyi olurdu aslında:)
o kadar çok sey olmuş ki yazmayalı nereden başlayacağımı bilmiyorum. öncelikle 2. çocuğum dünyaya geldi... gelişi de bize yaşattıkları da acı tatlı güzeldi. yeni bir tecrübe yeni bir kişilik kazandı ailemiz. Adını Zeynep koyduk 20 Şubat 2013 de doğduğunda... 

Bir Zeynep de biz de olsun dedik. özellikle İbrahim Zeynep ismini istedi ben de seviyorum diye itiraz edemedik. Kerem ve Zeynep isimleri de birbirine yakıştı. ama Zeynep isminin bu kadar çok oluşuna hala alışmış değilim. Evde kadınlar ve erkekler konusunda tam eşitlik sağlanmış oldu. artık kendimi yalnız hissetmiyorum :)

Zeynep le birlikte uzun bir zaman geçirdik bu saadet bir yere kadar dedik ve bir aralık 2014 de işe başladım. Başlayışım Zeynep tarafından büyük bir kırılganlıkla boykot edildi. Yemeden içmeden kesildi hatta açlık grevine bile başladı... Kuzucuk Keremden dişli çıktı. Kerem daha relax bir şekilde karşılamıştı bu ayrılığı...Ama Zeynep te duvara tosladık. 15 gün oldu hala yavrucuk "annesi annesi" diye evde beni arıyormuş. Bir de annane bakıyor. yabancı biri olsaydı ne olurdu bilmiyorum....O zaman ikimizde salya sümük ağlıyor olabilirdik...

Kerem in kreşteki son yılı.. oğluşum seneye birinci sınıfa başlayacak.. Okul konusunda cok kararsızız. Bir kaç okul aklımızda var bunlara göre ev değişikliği filan yapacağız. Çok işimiz var çokkk.......Ev satacaz ev alacaz okul kayıt zeynebe bakıcı bulunacak...bu işlerden sağ sağlim çıkarsak süper olacak. Keşke gözümü kapasam açsam bunlar hallolmuş olsa...

Mindik Kerem diye açık bloğu ama Kerem hakikaten artık abi oldu maşallah...